Bedavanın bedeli

Uzunca bir süre önce, başka yazılarımda değindiğim ve diğer yazar arkadaşlarımın da zaman zaman altını çizdiği – bence önemli – bir konuyu biraz deşmek istiyorum.

“Internet’te içeriğe para ödediniz mi ?” veya “Internet’te içeriğe para öder misiniz ?” konulu anketlere bir göz attığınızda, içeriğe, yani yazıya, çiziye, analize, yoruma ve saire yaratıma para ödeyebileceğini veya ödediğini söyleyenlerin oranının yüzde onu geçmediğini görüyorsunuz.

Ne büyük bir keyfiyet değil mi ? Şöyle bir anket yapılsa sonuç ne olurdu sizce ? “Bu güne kadar parayla gazete okudunuz mu ?” Belki gazeteciler ve gazete çalışanlarının yakınları dışında büyük çoğunluk “evet” derdi herhalde bu soruya. Çünkü gazete bilmem kaçıncı sınıf da olsa “kağıt” üzerine basılır, pahalı dağıtıcılar tarafından dağıtılır ve bunların da bir bedeli vardır (Seka’dan bir top kağıdı parasız istemeyi veya dağıtıcı şirketlere ufacık bir el ilanı dağıttırmayı deneyin ?)

Diğer yanda, Internet üzerindeki içerik bizim ekranımızdaki fosforları kullanır dolayısı ile ücretsiz olması normaldir, değil mi?

Sokakta çevirip soracağımız her mantıklı insan satın aldığı gazeteyi kağıdı için değil yazıları, haberleri için aldığını söyleyecektir ve bu sanıyorum doğrudur. Birçok kişi okunmuş gazete kağıtlarını bir an önce evden atabilmek için kapıya koyar (birileri bunları alıp ekonomiye kazandırır, o ayrı konu). Yani sonuçta gazete, “kağıdı” için satın alınmaz.

Gelelim Internet’e. Klişeleşmiş deyişle, Internet üzerindeki içeriğe evinizdeki, işyerinizdeki bilgisayarınız üzerinden kolayca erişebilir ve ondan yararlanabilirsiniz. Üstelik okuduğunuz içeriği taşıyan ortamı başınızdan savmak için çaba da harcamazsınız. Ama buna rağmen anketler diyor ki; yüzde 90 Internet kullanıcısı Internet üzerindeki içeriğe para ödemeyi “gereksiz” buluyor.

Asıl gelmek istediğim noktaya doğru yaklaşırken bir senaryo üzerinde düşünmenizi istiyorum. Peki tamam, sizin istediğiniz gibi, Internet üzerindeki içerik bedava olsun. Serbestçe okunsun, dağıtılsın, kopyalansın…

Peki içerik nedir? Belki araştırmaya, çalışmaya, belki gözleme, belki yoruma dayalı yazılar, çizimler, fotoğraflar ve hatta bunların tümüdür. Bu içeriği ve içeriği taşıyan Web sitelerini insanlar üretir. Onlar da yemek yer, uyur, nefes alır, otobüse, arabaya biner, çocuk yetiştirir ve belki de okula giderler.

Bir kişi veya grup, abonelik ücreti veya reklam geliri gibi karşılıklar al(a)madan içerik üretmeye, nasıl dayanabilir sizce ?

Ben iki temel ve gerçekçi yol görüyorum;

1) Kişisel meraklar ve idealler uğruna kişisel kazançlardan harcanan paralar ve gönüllü katılımlar.
2) Bir veya daha fazla grubun belirli orta-uzun vadeli hedefler doğrultusunda sağladığı finansman.

İkinci grupta yer alan içerik üretimi konusunda kaygılarım var. Genellikle bu tür içeriğin yer aldığı Web sitelerinin tanıtımı ve reklamı maddi sorunlardan ve rasyonel kar/zarar kaygılarından uzak, daha kolay ve yoğun biçimde yapılabiliyor, haliyle kullanıcı sayıları da ona göre fazla oluyor.

Böyle sitelerin kolayca propaganda ve tek yönlü reklam aracı haline dönüşmesi işten bile değil –ki birçoğu bu amaçla kuruluyor. Büyük grupların güdümünde Finansal danışmanlık hizmeti veren sitelerin grup şirketlerinden bağımsız olduğunu ve sürekli olarak bağımsız yol gösterdiğini savunmak mümkün olabilir mi ?

Aynı şekilde bazı haber sitelerinin, güdümünde oldukları gruplardan ne ölçüde bağımsız oldukları tartışılabilir bir konudur. Grup çıkarları doğrultusunda haber manipülasyonu yapılmadığı veya asla yapılmayacağı iddia edilebilir mi ? Örnekleri görülmemiş midir ?

Bunun da bir adım ötesinde, hedefiniz doğrultusunda, belki belirli ideolojilerin yaygınlaştırılması doğrultusunda bir dizi Web sitesini içerik yönünden besleyebilir ve finanse edebilirsiniz.

Bu sorunlar yalnızca Internet üzerindeki içerik için geçerli değil. İçerik kağıda da basılsa, TV’de de yayınlansa, yayınlayanın niyetini yansıtacaktır. Ancak Internet üzerinde anlık güncellemeler yoluyla daha etkili olmak, bir anda daha çok kişiye ulaşmak mümkündür ve en azından kağıt ve dağıtım masrafı yoktur.

TV propaganda ve manipülasyon aracı olarak tümünden çok daha etkilidir ve söylediğim doğrultuda zaten bir silah gibi kullanılmaktadır (bir dönem Doğan ve Uzan grupları arasında yaşanan çarpışmayı ve halen Uzan grubu yayınlarında süren propagandayı hatırlayın.)

Bağımsız olan ve bağımsız kalmasını istediğimiz, gönüllü katılımlarla ayakta durmaya çalışan içerik sitelerine, haber sitelerine ve hatta Internet dışında bağımsız içerik üretenlere karşı duyarlı olmamız; ne bileyim reklam vermemiz, abone olmamız, okuduğumuzu göstermemiz yani manevi desteğimiz bizlerin haber alma özgürlüğünü güvence altına alan en önemli unsur olacaktır. Basılı medyada bir örnek vermek gerekse, yüksek fiyatına karşın on binlerce adet basılıp satılan Leman dergisi mizah işlevinin yanında son derece güçlü bir siyasi söylemi, duruşu ve muhalefeti yansıtmıyor mu? Bunu da okuyucusunun kendisine aktardığı güce dayanarak yapabiliyor.

Bedavanın bedeli bazen gerçek ve doğru bilgi olabilir dikkat…

Görüşmek üzere….