Arka Dünya

Belirli bir “Dünya düzeni”nin dayatmasını üzerinizde hissettiğiniz oluyor mu zaman zaman? Teknokratlar tarafından uyutuluyor muyuz? Ya politikacılar? Kuklacıların iplerinde oynayan birer suret olduklarını düşündüğünüz oluyor mu hiç?

Hadi bir başka dala atlayalım; Günümüz insanlarının belirli beslenme ve yaşam kurallarına uyarak rahatlıkla yüzelli yıl yaşayabileceklerini duymuş muydunuz? Teknolojiden ve “modern besinlerden” uzak yaşayan insanların 100 yıllık bir yaşam süresi sonunda bile sapasağlam ayakta oldukları yerleri, köyleri biliyor musunuz? Ancak modern toplumlarda nüfusu kontrol altında tutmak zorundasınız. Kurulan “sistem”in yaşaması buna bağlıdır. 150 yıl yaşanılan modern bir dünyada sosyal güvenlik ve sigorta sistemleri bir anda çöker!

Sigorta şirketleri, emeklilik fonları dünyanın en büyük maddi güçlerini ellerinde bulunduran oluşumlardır ve yaşamın kendileri tarafından öngörülen sınırlar dışında uzatılmasına şiddetle (ve gizli eylemleriyle) karşı çıkacaklardır. İnsanlar birer istatistik veridir. Filanca ülkede ortalama yaşam süresi şu kadar yıldır. Tamam. Ömrünüz biçilmiştir!

Rotayı değiştirelim; Türkiye’nin meşhur Bor tuzu madenleri konusu. Bu konu hakkındaki gerçekleri “sistem” medyasında, “düzen” gazetelerinde bulmanız mümkün değildir. Üzerimizde oynanan oyunları komplo teorileri çerçevesinde değerlendirmek ve çıplak gerçekleri görmezden gelmek ancak bir çeşit kaçıştır.

Dün akşam ya da bu sabah (6 Haziran), “şovmen” bir TV kanalındaki bir habere takıldım. Ekranın sol yarısında iki tane sevimli Yunus balığı ve bunlarla oyun oynayan “Almanca” konuşan ve “Alman” gibi görünen bakıcılarının görüntüleri vardı. Ekranın sağ yanında ise birkaç tane yarı çıplak kadının tangalı, bikinili görüntüleri.

Birbiri ile tamamıyla alakasız bu görüntüler ekranda oynarken spiker arka planda haberi okuyor. İngiltere’de bir akvaryumda bulunan bir erkek Yunus balığı, havuza giren kadınlara sarkıntılık yapıyormuş! Konuyu ballandıra ballandıra, yaya yaya beş dakikadan fazla anlatan spiker bir ara bu erkek Yunus balığının kadınlara tecavüz etmeye çalıştığını söylüyor!! Varın yaşadığım dumuru siz düşünün!!! Ekrandaki görüntüler ise hep aynı; sol yarıdaki filimde sevimli yunuslar, sağ yarıdaki filimde çıplak kadınlar.

Nedir bu sizce ?? Bu “haber” hergün gördüklerimizde çok da farklı değil. Vıcık vıcık, iğrenç, düzmece ve abuk sabuk! Hangi amaca hizmet eder? En iyi niyetli düşünceyle böyle bir haberi uyduranın amacı sabah sabah çıplak kadın göstermek olabilir. İnanılmaz!

Evet, Bor madenlerinden nerelere geldik. Tekrar konuya dönelim. Gerçek; Bor tuzu, diğer kullanım alanlarının yanısıra benzin yerine alternatif yakıt üretmekte kullanılabilecek çok çok değerli ve Türkiye’de bol miktarda bulunan bir maden. Gerçek; Bu konuda resmi kanallarda hiç bir hareket yok, medya’da dal kıpırdamıyor! Neden? Düşünün lütfen…

Ya Internet? Biliyorsunuz son günlerde yeni RTÜK yasası ve bu yasanın Internet ile alakalı ipe sapa gelmez maddeleri tartışılıyor, kendini bilen, aklı başında herkes isyan halinde itiraz ediyor! TBMM üyeleri kulaklarını tıkamış, bu yasayı onayladılar.

Yasa ne getiriyor? Medya patronlarının devlet ihalelerine girmesinin yolunu açıyor (hadi yaşadın Volkan ;)), küçük, özgür medya’nın ise geleceğini karartıyor. Sorarım size; hangi büyük medya kuruluşu bu yasaya itiraz edebilir? Hangisinin radyosundan, televizyonundan, gazetesinden ve Internet sitesinden yasa aleyhine bir sözcük duydunuz? Belki Internet ile ilgili konularda evet ama şu ihale konularında Asla!

Kovulmayı ve belki de bir daha asla “büyük” medya’da iş bulamamayı göze almadan, hangi cesur köşe yazarı köşesine “Yeni RTÜK Yasasına Karşıyım” logosunu vurabilir? Hatırlatırım size; bir zamanlar Oktay bey böyle bir şeye kalkıştı da hemen ardından Yayın Yönetmeninin “fırçası” ile kendi yazısını tekzip etmek durumunda kaldı.

Hadi tekrar teknolojiye zıplayalım; Duymuşsunuzdur, yalnızca çok az bir miktarda su kullanarak çamaşır yıkayabilen deterjansız çamaşır makinesi geliştirildi. Hemen ardından açıklamalar geldi: “Bu teknolojinin evlerimize girmesi uzun yıllar alacaktır.” Allah Allah?

Sizce neden? Sizce dünyanın en güçlü endüstrilerinden biri olan deterjan endüstrisi yok olma pahasına böyle bir aletin bir anda piyasaya çıkmasına göz yumabilir mi? Çevre kirliliğini azaltmak kimin umurunda?

Bu makinenin haberi sabun köpüğü gibi kayboluverdi medyadan! Sizce neden? TV seyrediyorsanız bilirsiniz; hani şu beyazı daha da beyazlattığı söylenen deterjan reklamları var ya, her reklam arasında bunlardan kaç tanesini izliyorsunuz bir hesap edin veee cevabı bulun. Ne kadar kolaymış değil mi?

Kısaca;

Eğer gerçekten haber almak istiyorsanız, eğer etrafınızda gerçekten neler olup bittiğini görmek istiyorsanız başınızı çevirin ve Yeni Dünya’nın biraz dışına çıkın. Kanalı değiştirin, gazetenizi değiştirin, radyonuzu değiştirin. Arka Dünya’daki alternatifleri görün. Mesela bir www.infowars.com sitesini ziyaret edin, sert gerçeklikle yüzleşin. Türkiye’deki alternatif haber sitelerini, sesini duyurmaya çalışan insanları keşfedin. Radikal grupların sitelerine girin bakın (mesela www.kuvayimilliyehareketi.org). Açık Radyo dinleyin (94.9). Diğer Amatör radyoları keşfedin. HaberTürk, ne bileyim, hatta Flash TV seyredin. Siyasete yakın durun, partileri, programlarını inceleyin, liderlerini tanıyın. Unutmayın; Oy’umuz herşeyimizdir…

Bu vesile ile, Internet’te sansüre “Hayır” deyin, gerçeklerin gizlenmesine “Hayır” deyin. “birlik” olun (mesela www.birlik.com u ziyaret edin). Bu ve benzerleri hızla çoğalan yazıları paylaşın.

Hoşçakalın…

(Bu yazının aslı yayın hayatına son vermiş bulunan Bilişim Cumhuriyeti’nde yayınlanmıştır.)